Gündem

Ayten Gökçer hayatını kaybetti! Usta sanatçının hayatındaki bilinmeyenler ortaya çıktı: İki yaşında annesi terk etti

'Taçsız Kral', 'Yılan Hikayesi' ve 'İstanbul Kırmızısı' gibi yapımlarda yer alan usta oyuncu Ayten Gökçer, yaşama veda etti.

Uzun süredir sağlık problemleri yaşayan usta oyuncu Ayten Gökçer, 2017'de felç geçirmişti.

Gökçer'in cenazesi 15 Mayıs Çarşamba günü öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na eşi Cüneyt Gökçer'in yanına defnedilecek.

ANNEMİ KAYBETTİM, ANNESİZ OLUR MU?

Ayten Gökçer'in kızı Aslı Gökçer kötü haberi; 'Kafa tuttuğu hastalığın, kafası bile yerinde değilken... En yakınlarımızı bile inandıramadık hastalığına çünkü zekası her şeyin önüne geçti. Son zamanlara kadar şaşırttı, kahkahalara boğdu yetmez gibi akıl verdi.

Bu sefer gitmeyi seçti kalbinden hiç eksiltmediği annesine, Cüneyt'ine... Aslı'sını, Efe'sini, Yonca'sını, damadı Kerem'ini, Ayşen'ini, Cansu'sunu Lal'ini güçlü yüreğine aldı ve sessizce gitti. Çok sevdik seni annem, çok kırık kalbimiz' sözleriyle duyurdu.

Çocukluk yıllarını erdiği röportajda şöyle anlatmıştı: Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Sapan elimde; insanların "Aman kızdırmayın, kızınca evi taşlıyor" dedikleri bir çocuktum. İstediğimi vermezlerse sapanla camlarını kırardım.

ANNESİ İKİ YAŞINDA TERK ETTİ

Bir keresinde bal istemiştim vermemişlerdi. Evimizin camlarını indirmiştim. Bir beni doğuran bir de beni büyüten annem vardı. Beni doğuran annem babamdan ayrılmış. Biri iki biri dört yaşında iki çocuğunu bırakıp gitmiş, başka bir adamla evlenmişti. Ondan da iki çocuğu olmuştu. Ben beni büyüten annemi gerçek annem olarak gördüm.

BABASINDAN GİZLİ KONSERVATUARA KAYIT OLMUŞ

Ayten Gökçer'i büyüten annesi ise Ayten'in mutlu bir çocukluk geçirmesinin sebebiydi. En büyük arzusu ise kızının sanatla büyümesiydi. Annesinin de teşvikiyle Ayten Gökçer, Ankara Devlet Konservatuarı'na kayıt oldu. Hayatı hep mücadelelerle geçmişti. "Babamdan gizli konservatuara yazıldım" demişti bir söyleşisinde.

'YEDİ SEKİZ YIL FİGÜRANLIK YAPTIM'

1952 yılında girdiği konservatuar bale bölümünde bir süre eğitim aldıktan sonra, devlet tiyatrosunun çocuk tiyatrosu bölümünde sahneye çıktı. "Ben konservatuardan gelir gelmez doğrudan başrollere çıkmadım. Yedi sekiz yıl figüranlık yaptım. Hem de altı lira yevmiye ile" demişti. Ayten'in bale sahnesinden tiyatro sahnesine yolculuğunda ise Muhsin Ertuğrul'un rolü büyük.

MUHSİN ERTUĞRUL: BU KIZIN YILDIZI BAŞKA

Muhsin Ertuğrul bir keresinde Ayten Gökçer'i tiyatro sahnesinde izleme fırsatı buluyor. Sahnedeki kız çocuğu adeta acıların büyüttüğü bir kadın oluyor. Sahnede adımları acıları ezercesine atıyor. Anne özlemi, izleyen kalabalıklar önünde bile belli oluyor. Günün sonunda Ayten, Muhsin Bey tarafından "Bu kızın yıldızı başka" denilerek çocuk tiyatrosuna yönlendiriliyor. Birkaç sene sonra devlet tiyatrosunun sınavını kazanarak kadroya giriyor.

BABASINI KAYBETTİĞİ GÜN SAHNEYE ÇIKTI

Henüz 18 yaşında gençliğinin baharında hayatı değişen Ayten Gökçer evine para getiriyor ve sorumluluk almaktan çekinmiyordu. Devlet tiyatrosunun en büyük yapımlarında hep o vardı. Sanata olan aşkı bir başkaydı. Babasını kaybettikten birkaç saat sonra evde dualar okunurken o sahnede komedi oynuyordu. Gözyaşlarına hakim olamıyordu ama yapması gerekeni de yapıyordu.

TAÇSIZ KRAL FİLMİ İLE BEYAZPERDEYE ADIM ATTI

1965 yılında yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı ve başrollerini Ajda Pekkan, Erol Taş, Gönül Yazar ve Galatasaray'ın efsane futbolcusu Metin Oktay'ın paylaştığı Taçsız Kral filmiyle beyazperdeye adım attı. Tüm Türkiye'nin yıldızı haline gelen Ayten Gökçer, yeni neslin hafızasınaysa yayınlandığı dönemlerde 7'den 70'e herkesi ekrana kilitleyen Yılan Hikayesi dizisiyle kazınmıştı. Ayten Gökçer, yatırımlarını hep ev almaktan yana kullandı. Bu konuda hep Cahide Sonku'nun başına gelenleri örnek veriyordu.

'OYNADIĞIM OYUNLARA GELİP BAKARLARMIŞ MUHSİN ERTUĞRUL İLE BERABER'

Özel yaşamına gelecek olursak tiyatronun usta ismi Cüneyt Gökçer'le 1964 yılında evlendi. Usta oyuncu nasıl tanıştıklarını verdiği röportajda şöyle anlatmıştı: "Evlendiğimizde "İmkanı yok olmaz, aralarında çok yaş farkı var" dediler ama biz 45 yıl nasıl geçti anlamadık bile. Ben aslında balerinim. Çocuk tiyatrosunda bale yaparken görmüş beni Muhsin Ertuğrul. "Ayten tiyatrocu olmalı" demiş. Bir gün geldi yanıma, yanında bir adam. "Cüneyt bir tektaş geldi bugün tiyatroya, seni tanıştırayım" dedi. Cüneyt döndü, küçümseyerek baktı şöyle bir bana. "Söyle bakayım Hamlet nasıl bir tiptir?" diye sordu. "Sarışın, mavi gözlüdür" cevabını vermemle kahkaha atması bir oldu. Ama sonra o kahkahasını fena ödettim ona. Orada tanıştık. Küçük tiyatroda oynadığım oyunlara gelip bakarlarmış Muhsin Ertuğrul ile beraber."

AYTEN GÖKÇER KİMDİR?

Ankara doğumlu Ayten Gökçer, 26 Ocak 1940 yılında dünyaya geldi. 1952 yılında Ankara Devlet Konservatuarı'nın bale bölümüne başlayan Gökçer, 1958 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sanatçı kadrosunda göreve başladı.1964 yılında tiyatro oyuncusu Cüneyt Gökçer ile dünyaevine giren Ayten Gökçer'in Aslı Gökçer Oba adında kızı var. Eşi tiyatrocu Cüneyt Gökçer ise 23 Aralık 2009 yılında hayatını kaybetti.

1965 yılında yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı ve Ajda Pekkan, Erol Taş, Gönül Yazar ile beraber Galatasaray'ın efsane futbolcusu ve gol kralı Metin Oktay'la başrolü paylaştığı Taçsız Kral filmiyle sinemaya başladı. Ama sinemadan daha çok tiyatroya önem verdi. Yedi Kocalı Hürmüz adlı müzikalde Hürmüz rolü ile başrolde oynadı.

KAZANDIĞI ÖDÜLLER

1988'de Devlet Sanatçısı olan Ayten Gökçer, pek çok ödül kazandı. 1999 yılında Yılan Hikayesi adlı dizi ile televizyon dizilerinde oynamaya başladı. Gökçer'in kazandığı ödüllerden bazıları ise şöyle: 1966 - 1967 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü 1970 - 1971 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü 1974 Gazeteciler Derneği En İyi Sanatçı ödülü 1975 Gazeteciler Derneği En İyi Kadın Sanatçı ödülü 1976 Tercüman gazetesi okuyucu oyları ile Yılın Sanatçısı ödülü 1982 Ses Mecmuası Yılın En İyi Kadın sanatçısı ödülü 1989 Türk Basın Birliği'nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü 1990 Türk Basın Birliği'nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü 1992 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü 1997 Türk İş Kadınları derneği En İyi Sanatçı ödülü